Nasıl da takılıyoruz bir şeylere!.. Ve de nasıl ısrar ediyoruz!..
“Zamanında olmuş olanlar olabilir. Kalp kırılıp yen içinde kalabilir.” diyor Deniz Seki. Onca şeyi yaşadıktan sonra elbette..
Aslında hep bir tutunulacak dal arayışı bizimki. Habire anlatmaya çalışıyoruz. Bazen kendi doğrumuzu, bazen birilerinin.. Halbuki inanıyorsan yaşa..
O değerler ne kadar bizim özgür irademizden geliyor onu da bilmiyoruz ya! İçimizden süzülüp kendiliğinden mi gelmiş, yoksa bir şeylere tepki olsun diye geçmişin derinlerinden mi? Halbuki çare kendimiz.. Başkasını iyileştirmek bizi iyi etmeyecek. Yüzmek gerek.
Bir dost kelamı, omuzu.. Başka bir şeye gerek yok.
“İnsan bu dünyaya zaten misafir değil. Gelişimiz belli, gidişimiz belli değil”
İnsan bilse ne zaman göçüp gideceğini…
“Hayat iki bilet sadece; biri geliş, biri de dönüş.”
Dönüş biletininse ucu açık…
“Sen istersen dövüş, istersen seviş.”
Uçan kuşun kanadını kırma.. Sevecek çok sebep var. Sev, uç!..
“Korkmuyorum, hayat senden artık hiç korkmuyorum.”
Işıklar açık yatıyorum. Her şeyi göresim var.
Kalpten kalbe bir yol var, biliyorum.