Hep deriz ya, o eski günler… O eski günlerin simgeleri vardı tabii, sevdiğimiz insanlarla paylaştığımız anları zenginleştiren.. Kültür Bakanlığı, UNESCO ile işbirliği yaparak bu zenginliği geleceğe taşımak için kültürel miras taşıyıcısı kavramı geliştirmiş. “Sözlü anlatımlar, sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüel ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile ilgili uygulamalar, el sanatları geleneği gibi kültürel ürünleri ve üretim süreçlerini ifade eder.” Kültür Bakanlığı, somut olmayan kültürel miras kavramını böyle tanımlıyor.
Burada asıl olan, bu mirasın çoğaltılarak yeni nesillere aktarılması. Bizler bir yandan yakınıyoruz, ama bir yandan da kolay erişilen tüketime dayalı yaşamayı tercih edebiliyoruz. Öte yandan biraz da haklıyız; arz sınırlı olunca, ulaşmak ya da satın almak kolay olmayabiliyor. Hal böyle olunca, değerlerin sürdürülebilir bir şekilde hayatın içinde var olması ihtiyacı ortaya çıkıyor.
Bakanlık da bu konuya el atmış. Ülkemize ve tabii dünyaya, her yıl çeşitli dallarda kültürel miras taşıyıcısı kazandırıyor. Bu amaçla yapılan başvuruları uzman bir heyet ile bire bir değerlendiriyor. Uygun görülen ustalara ise Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı sertifikası veriliyor.
Bu sanat ve zanaat dalları şöyle: – Âşık-Ozan, Halk Şairi/ Kalem Şairi ve Zâkir – Mahalli Sanatçılar ve Geleneksel Çalgı Yapımcılığı – Geleneksel El Sanatı ve Türk Süsleme Sanatları Sanatkârları – Geleneksel Tiyatro Sanatı ve Sanatçıları
Peki nedir bu ölçütler?
Genel ölçütler şöyle sıralanıyor: – Alanında geleneksel bilgiye sahip olmak – Bilgisini geleneksel aktarım yoluyla öğrenmiş olmak – Gelenek aktarıcısı niteliğini taşıyor olmak – Kendisi ile aynı sanatı icra edenler arasında tanınıyor olmak.
Keçe Aşkı ile tanıdığımız Oğuz Koç ustamızın, bu sanat dalında bir kültürel miras taşıyıcısı olduğunu öğrenince, örnek olarak keçe sanatıyla ilgili ölçütlere baktık. Geleneksel El Sanatları ve Türk Süsleme Sanatları Sanatkârları’nda aranan özellikler şunlar:
– İcra ettiği sanatın, öne çıkan türlerini bilmek, sanatın önde gelen ustalarını tanımak, sanatıyla ilgili geleneksel ve tarihi bilgiye sahip olmak – İcra ettiği sanatta belli bir olgunluğa erişmiş olmak
– İcra ettiği sanatı bir ustadan geleneksel yöntemlerle öğrenmiş olmak – Sanatını ilgili kişilere öğretebilme yeterliliğine sahip olmak – Kendisiyle aynı sanatı icra edenler arasında tanınıyor olmak
– Geleneksel El Sanatları ve Türk Süsleme Sanatlarının geleneğinden kopmadan, bu sanata ilişkin yeni teknikleri de uygulayabiliyor olmak
Sanatını bizzat bir usta çırak ilişkisiyle öğrenmiş olmak ve yeni öğrencilere aynı şekilde aktarmak da istenenler arasında yer alıyor. Bu durum, sanatı elden ele, gözden göze, dilden dile aktarmayı teşvik ediyor olması açısından anlam taşıyor.
Mevzuatı tüm detaylarıyla bu bağlantıdan inceleyebilirsiniz: http://teftis.kulturturizm.gov.tr/TR-93790/somut-olmayan-kulturel-miras-tasiyicilarinin-tespit-ve-.html Keçe nasıl yapılır?
Keçe konusunu Milli Eğitim Bakanlığı’nın Yaşam Boyu Öğrenim kısa film yarışmasında finale kalan belgeselimizden izleyebilirsiniz.
Sevgiyle kalın.
Yüksel Çilingir