Gölge ile ilgili ne çok şey söylendi, yazıldı. Ama insanın kendisi var olduğu sürece gölgesi de var. Hayatı boyunca yansımaları beraber yaşıyor. Dolayısıyla insanın kendisi kadar, hayat kadar ilgiyi hak ediyor gölgeler de…
Çocukluğumdan aklımda kalan şarkı: Gölgesinde mevsimler boyu oturduğumuz, o ağacın altını şimdi hatırlıyor musun? Doğanın simgesi ağaç. Çevre deyince ilk o geliyor akla. Toprakla, suyla en yakın arkadaş. Dünyanın havası… Gövdesi arkadaşımız, sırtımızı yasladığımız yer. Gölgesi korunağımız, tazelendiğimiz şifa evi.
Gölgemiz bir uzuyor, bir kısalıyor. Bir önümüzde, bir arkamızda. Varlığımızın yansıması, izi… Hep bizimle geliyor. Kaderimiz gibi.
Biz varsak yansımalarımız da var. Dünyaya etkilerimiz var. O nedenle, bak da hatırla diyor. Kalp kırmasın ettiğin söz, can yakmasın dokunduğun el, aldatmasın baktığın göz..
Ve bütün bunların sana yansıması var diyor. Bak, hep dibinde, seninle.
Sonra gece geliyor. Karanlık… Her yanımız gölge, her şeyi görme zamanı. Ama dünya yine cömert, ay ışığı var, yıldızlar var. Hani karanlıktan gözümüz kamaşmasın diye.
Sonra uyku dediğimiz, bütün varlıkların, bütün yaşanmışlıkların kaynaştığı aydınlık. Gözlerimizi kapattığımızda içine girdiğimiz yansımalar dünyası.
Velhasıl gölgelerde, gölgelerle yaşıyoruz duyguları. Duygular ise hayatın asıl gerçekleri.
Nerkiz Şahin bunun kitabını yazdı: Gölgedeki Duygular. Kitapçılarda ya da internette bulabilirsiniz. Aşağıdaki videoda ise şairin daha önce dile getirdiği duygular yer alıyor: Karanlık Köşe.
Sevgiyle kalın.