Bu pazar sabahı güneş usul usul kendini gösterirken, sanki düğmeye basılmış gibi bir konser başladı. Ağustos böcekleri, diğer adıyla cırcır böceklerinin sesleri doldurdu bahçeleri ve sokakları. Bu satırları Japonya’dan yazıyorum. Her yerde cır cır öten ağustos böcekleri, adeta yaz mevsiminin sembolü. Bu sesi erkek ağustos böcekleri çıkarıyor. Yorulmayan bir dansçı gibi gövdelerini titreterek dişilerini cezbetmeye çalışıyorlar. Daha önce tanık olmadıysanız aşağıdaki kısa videodan izleyebilirsiniz. Buradaki yakınlarıma ağustos böceği ve karıncanın hikayesinden bahsedince, “aa, o hoplayıp zıplayan (danseden) çekirge ama…” dediler. Nazım Hikmet, […]
Yağmurun sesine bak şarkısı geldi aklıma bugün. Cama vuran her damla, beni harap ediyor… diye gidiyor şarkı. Anılar gözünün önünden kayıp giderken insanın damlalara tutunası geliyor. Bir damlayla sevdiklerine ulaşası… Ama nafile. Hatta biraz paramparça, Teoman’ın dediği gibi. Vakit bir türlü geçmezken, yıllar hayatlar geçiyor. Ne diyordu şarkı? Babamın öldüğü yaştayım. Belki daha çok yaşıyoruz büyüklerimizden, ama daha büyük olamıyoruz. Büyüyen içimizde ukde kalanlar, söyleyemediğimiz kelimeler… Bir söz vardı; balıklar da ağlar, […]
Yağmur bereket, yağmur temizlik… Bazen de gerçeklerin su yüzüne çıkması için vesile… Geçenlerde Brüksel kanalının kenarında dolaşırken suyun yüzeyinde köpük köpük yükselen atıkları gördüm. Nedir bu diye araştırırken anladım ki bunlar yağmur sonrası kanalizasyon sisteminden taşanlar. Sistem yağmur sularını taşıyamaz hale gelince kanala boşaltacak şekilde tasarlanmış. Brüksel kanalının ilk bölümü 16. yüzyıl eseri. Anvers kanalının […]
Dünya büyüktü, hem de 80 günde devri alem yapmak bile mucize sayılacak kadar. Bizlerse sokağından çıkmayan, ya da en fazla yakındaki arsada oynayan çocuklar. Dünyamız o kadardı deyim yerindeyse. Gazcılar Caddesi’nin açıldığı zamanı hatırlarım. Şimdiki adı Celal Bayar Caddesi. Yol genişledi diye sevindik, ama neleri yitirdiğimizi anlamadık. Sokaklar evlerin bahçeleri gibiydi, bizimdi. Gelen geçen de […]
Ne alaka diyesi geliyor insanın, sabah sabah Orhan Gencebay’ın şarkısı takıldı aklıma: “Bir gün daha geçti…” Dün seçim günüydü. Kimisi için dünyanın sonu geldi, kimisi için güneş daha güçlü doğuyor. Ben de bu sabah Mudanya’yı dinleyeyim dedim. Baktım dalgalar yine aynı ritimle sahile vuruyor. Kuşlar ıslanan kumun arasından nasibini almaya devam ediyor. Ve yine birkaç kanat çırpışıyla havalanıp süzülüyor. Kır çiçekleri olabildiğince cömert… Hayat doğal akışında, iç güdüleriyle ve sezgileriyle […]
Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır derdik. Mayıs oldu, havalar bir türlü ısınmıyor. Halbuki bir dahaki bahara demiştik pek çok umudumuz için. Cemreydi, bahar bayramıydı derken hıdırellezi yaşadık dün. Hızır ve Ilyas peygamberlerin dünyayı gezip, yılda bir kez buluştuğu günü kutladık. Belki gelir artık bahar. Adetlerimiz doğamız aslında. Doğayı hissederek yaşadığımız günlerden gelen alışkanlıklarımız. Hıdırellez […]
Her şey bugün var yarın yok. Hep tüketiyoruz. Bu deyimi de ağzımızda kolayca yuvarlayıveriyoruz vedalaşırken. Halbuki ne kadar ağır bir anlamı var, hayat tecrübeyle öğretiyor. Sevdiğimizden geriye kalan boş koltuğa bakıp duruyoruz. İçimizdeki boşluk daha da büyüyor. Fotoğraflar çektiğimiz ana hapsolmuş, ulaşılmazlığı hatırlatıyor. Hasret, kavuşma, hasret, kavuşma…. Derken bir gün hasrette takılıyoruz çaresiz. O dönülmez akşamın ufku, o […]
“Iki kez yaşa, bir kez sev” filmindeki karakterlerden biri Felipe. Babası alzheimer olan ve her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan Julia’nın eşi. Felipe yaşam koçu, ama en çok da kendisi bocalıyor hayatla ilgili, eşini aldatıyor. Julia, bu durumu öğrense de evliliğini devam ettirmek adına görmezden geliyor. Ama sonunda durumla yüzleşiyorlar. En büyük soru “Neden?” tabii, Julia’dan. Işte burada Felipe niyet ve […]
“Boğazında düğümlenen hıçkırık olayım, unutma beni unutama beni…” Böyle diyor Esmeray buğulu sesiyle.. Bazı melodiler bizi derenin sularında yüzen kağıttan kayık gibi sürükleyip götürüyor. Ne batıp yerimizde kalabiliyoruz, ne de kafamıza göre ilerleyebiliyoruz. Netflix’teki “İki kere yaşa, bir kere sev (Live twice, love once)” filmi de böyle bir melodiyle başlıyor. Baş roldeki matematik profesörünün hayatında eskiden beri […]
Zorlu zamanlarda, her kışın ardından bahar gelir deriz, ya da her gecenin bir sabahı vardır. Ama bu yıl bahar gelmiyor bir türlü, güneş solgun. Sanki çiçeklerin rengi yok, kara toprağa bakıyorlar, boyunları bükük.. Bu sabah YouTube’de müzik dinlemek istedim. Tesadüf bu ya, “Bahar Valsi” denk geldi. Chopin – Spring Valtz adıyla yüklenmiş. Bahar müziği diyor, […]