“Benim için Brüksel dünyanın en kozmopolitan şehridir. 184 farklı milletin bir arada yaşadığı… Bu Brüksel’in geleceğidir. Biz Avrupa’nın başkentiyiz. 500 milyon Avrupalı vatandaşın…”
Mandela hapisten çıkıp güç sahibi olduğunda beyazlara karşı değil, ayrımcılığa karşı mücadele etmeyi seçmişti. Eşi ise yılların intikamını almanın derdindeydi. Mandela’nın muhteşemliği, yıllarca işkence ve hapis hayatına dayanmasından ziyade işte burada yatıyor.
Eşşoğlu eşşek… deyince senin fenalığın genetik gibi bir anlamı var. Eşek sıpası deyinceyse sevimliliği çağrıştıran bir iltifat.. Nedir bu eşeğin bizden çektiği!
Yedi yıl odun taşımıştı dergaha Yunus. Nadiren görürdü Taptuk Emre’yi aslında. İnancıyla taşıdı durdu en güzellerini..
Orta Amerika kökenli bu sebze için söylenecek çok şey var. Ama o azimle hayatımızda yer almaya devam ediyor.
Bazen bir kitaptan, filmden, bir şiirden bir cümle kalır insanın aklında. “Hafızamı aldığın yerdeyim” de bunlardan biri.
Karanlık köşelerde seyrederim Işıkların gölgesi kesmez Zifiridir aydınlığım Kömürden elmasa bekledikçe Kim bilir belki gökkuşağı renklerine
Kentsel dönüşümlerde en çok sorgulanan konulardan birisi, bu dönüşümün o mahallelerde oturanlara etkisidir. Genellikle dengesiz yapılanmış bölgeler ya da eski binalar için uygulanan bu yenileme işlemi, bu mahallelerde oturanların yaşam tarzlarını da etkiliyor. Yani konu sadece yeni binalar yapmak değil.