Brüksel’de edebiyat, müzik ve görsel sanatların bir araya geldiği yeni bir etkinlik gerçekleşiyor. Şiir dinletisi, bendir ile solo şarkılar ve fotoğraf sergisinin yer aldığı etkinliğe, Haecht caddesinin kalbinde yer alan Pi-Anno ev sahipliği yapıyor. Etkinlik kapsamında; Kısa süre bir önce Belçika ve Hollanda’da Felemenkçe şiir kitabı yayınlanan Nerkiz Şahin, güne şiir dinletisiyle katılıyor. Bir çok […]
Hepimizin hayatında bir kız çocuğu var aslında. Annemiz.. Onu hep yetişkin biri olarak tanıdık, ama o da zamanında küçük bir kız çocuğuydu. Neler yaşadı, ne hayaller kurdu?.. Hepimizin yanında koca bir ansiklopedi var ya da vardı. Annesini tanımak kısmet olmayanların da hayallerinde… Dünya kız çocukları günü kutlanırken, elbette asıl konu ayrımcılık ve kadının önce çocuk […]
Nerkiz Şahin, Türkçe yazdığı şiir ve roman türü kitapları önce Türkiye’de okurlara seslendi. Kitaplar Belçika’daki Türk toplumu tarafından da ilgiyle karşılandı. Nerkiz Şahin’in şiirleri aynı zamanda Fransızca ve Rusça’ya çevirilerek çeşitli antolojilerde yer aldı. Şair, bu kez 28 Eylül 2019’da Ghent Poeziecentrum Şiir Merkezi’nde “Er Was Mij Niets Gevraagd“ (Bana hiçbir şey sormadılar) isimli Felemenkçe […]
Sömürge ve yağmacılığın meşru sayıldığı zamanlarda, işgalciler gittikleri yerlerde herşeyi kendi hakları gördüler. Doğal kaynaklar, işlenmiş ürünler… Ve de en kötüsü insanlar… Çaldılar, sattılar… Nice insanın kabusu oldular, yaşamlarını ellerinden aldılar. Bazıları buraları ülkelerinin uzantısı olarak gördüğü için, ya da bir araştırma anlamı katmak adına, getirdikleri ganimetin arasına insanları da katarak sergilediler. Üstelik çok uzak […]
Hani incir çekirdeğini doldurmaz diyoruz ya, haksızlık ediyoruz. Onun içine koca bir ağaç sığar, sonra da o bir ağaçtan ormanlar doğar. Bir minik polenden çoğalıyor ya çiçekler.. Bazen o polen bal oluyor. Sonra da sağlık, afiyet.. Şehir hayatı bizleri doğadan uzaklaştırırken, bir yandan da yaşanan yerlerin doğallıktan uzaklaşmaması için yollar aranıyor. Ama konu sadece yeşillikler […]
Tuz emek demek aynı zamanda. Alnımızdan tuzlu ter akıyor. Ve de göz pınarlarından akan duyguların içinde tuz…
Mandela hapisten çıkıp güç sahibi olduğunda beyazlara karşı değil, ayrımcılığa karşı mücadele etmeyi seçmişti. Eşi ise yılların intikamını almanın derdindeydi. Mandela’nın muhteşemliği, yıllarca işkence ve hapis hayatına dayanmasından ziyade işte burada yatıyor.
Eşşoğlu eşşek… deyince senin fenalığın genetik gibi bir anlamı var. Eşek sıpası deyinceyse sevimliliği çağrıştıran bir iltifat.. Nedir bu eşeğin bizden çektiği!
Yedi yıl odun taşımıştı dergaha Yunus. Nadiren görürdü Taptuk Emre’yi aslında. İnancıyla taşıdı durdu en güzellerini..
Orta Amerika kökenli bu sebze için söylenecek çok şey var. Ama o azimle hayatımızda yer almaya devam ediyor.