Her şey istediğimiz gibi oluversin istiyoruz. Tıpkı tıp oyununda olduğu gibi. Onlar da olmamak için inat ediyorlar. Özellikle bugünlerde. İngiltere başbakanı bize bir şey olmaz dedi, ama dinletemedi. Korona geldi ona bulaştı. Amerika’nın dünyaya meydan okuyan lideri, bizim önceliklerimiz başka demeye çalıştı, onu da dinlemedi. Ülke hastalıktan kırılıyor. Çin, istatistiklerimiz doğrudur, biz bu defteri kapattık […]
Uzaktan eğitim… Şimdi hepimiz ona can yeleği gibi sarıldık. Uzaktan eğitim deyince aklıma daha 80’li yıllarda faaliyet gösteren FONO ve Limasollu Naci mektupla yabancı dil eğitimi kursları geliyor. Daha sonra Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi, Açık Öğretim Ortaokulu ve Lisesi örgün eğitim sistemi içinde yerlerini alarak yüz binlerce öğrenciye can simidi oldular. Uzaktan eğitim yöntemi […]
Şaşkın, kızgın, üzgün… Duygular etrafımızda uçuşuyor. İnsan kabullenmek istemiyor önce. Yok saymak istiyor. Koskoca ülke liderleri bunu yaptı, kendisi ya da yakın çevresi yakalanınca idrak etmeye başladı. Yüzleşmek gerekiyor. Yıllar önce Dallas dizisinde Ewing ailesinin babası ortadan kaybolduğunda, anne Ellie sanki o hep varmış gibi davranmayı sürdürüyordu. Çocukları ise miras derdinde, annelerini ikna etme telaşına düştüler… […]
İnsanlar 1. Dünya Savaşı’na kadar serbestçe dolaşıyorlardı. Sonra sınırlar (yeniden) çizilmeye başlandı. Ulus devletler oluştukça daha bir keskinleşti. Birleşmiş Milletler’i kurduk. Ne kadar birleştik, tartışılır. Vize almadan birbirine gidemeyen onlarca ülke var. Salgın hastalıklar da aslında tarih boyunca sınır kontrollerinin artmasında etkili oldu. Şimdi ise şehirler arası, hatta mahalleler arası geçemez olduk. Homo Sapiens yaklaşık […]
Can çıkmayınca huy çıkmazmış. Ya da huylu huyundan vazgeçmez… Ama ezberlerin bozulması gereken bir zamanda yaşıyoruz. Ne demiş Mevlana: “Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum.” Peki akıllanmak için daha ne gerekiyor? “Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır” demiş atalarımız. Koronadan daha büyük musibet mi olur? “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” […]
Bir virüs bir kişiyi hasta etmiyor. Katlanarak gidiyor. Ülkeler ilk harekete geçtiklerinde doğal felaketlerdeki gibi düşündüler konuyu, bir kaç gün içinde işlerin kontrol alınacağını düşündüler. Ama maalesef öyle değil. Örneğin deprem gibi bir felaket olduğunda, deprem bittiği anda en tepe noktası aşılmış oluyor. Sonra elbette kurtarma çalışmalarının hızı önemli. Ama hemen yaraları sarmaya başlayabiliyoruz. Burada […]
Bütün dünya evde oturuyor. Çılgınca koşturma zorunlu olarak durdu. Elbette işi gücü etkilenenler için kolay değil. Öyle ya, dükkanı kapat demek kolay. Ama kira beklemiyor, çalışanların maaşları sırada.. Ekonomi sistemi birbirimiz için para harcamak üzerine kurulu olduğuna göre, vergilerimizin de bu dönemin sorumluluğunu paylaşmak için kullanılması normal sayılır. Adil biçimde.. Oturmaya gelince… Evin içinde kedi […]
Hayat en azından gri, ama bu ifade hayatı siyah-beyaz görmek isteyenler için.. Gökkuşağının renkleri bile değil, bütün renklerin sınırsız tonlarından oluşuyor aslında… Kadın ve erkek.. İkisi olmadan biyolojik insan hayatı var olamaz.. Ama her nedense bir taraf; bugünkü toplumda erkek, kendisini hayatın tamamına sahip kılmak istiyor. Her nedense değil elbet, kültürel bir oluşum. Tıpkı mantar […]
Aktör Bektaş Elma’nın porte fotoğraf çalışması, film ve tiyatro görüntülerinden fotoğraf derlemeleri ve showreel videosu
Bu dizeler size neyi hatırlatıyor?