Şehirlerin ve insanların buluştuğu en önemli mekanlar kuşkusuz tren istasyonları. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, yapılan en öncelikli işlerden biriydi ülkeyi demir ağlarla örmek.. Sonra epey bir ara verildi. Otomotiv sanayii ve karayolları, öncelikli ulaşım yöntemi oldu. Şimdilerde hızlı tren aracılığıyla istasyonlar yeniden şehirlerin çekim alanları olmaya başladı. İnsanları buluşturan ve ufkunu açan bir faaliyet ise […]
Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan? Bunu sormak, söylemek kolay. Ama hayattaki neden sonuç ilişkileri daha mı farklı? Aslında olaylar kendi yolunda akıyor, Bizim onları nasıl ele aldığımız, kaderle yapacağımız yolculuğun şeklini belirliyor. Aynı tepkileri veriyorsak, farklı şekillerde de olsa özünde aynı şeyi yaşayıp duruyoruz. Yemeğini bitirmeden sofradan kalkmak yok diyor bize, annemiz gibi. Gıdamızı almadan […]
Mikrofonu eline ilk kez 4 yaşında küçük bir kız çocuğuyken aldı. 17 yaşına geldiğinde kendi yazdığı şarkılarla sosyal projelerde yer alarak gençleri destekledi. Psikolog oldu, zor durumda olan kadınlara elini uzattı. Senarist ve oyuncu olarak spot filmler gerçekleştirdi. Şimdi gerek müzisyen ve sinema insanı gerek sosyal psikoloji uzmanı olarak kalplere erişmeye devam ediyor. Ekteki videoda […]
Hepimizin hayatında bir kız çocuğu var aslında. Annemiz.. Onu hep yetişkin biri olarak tanıdık, ama o da zamanında küçük bir kız çocuğuydu. Neler yaşadı, ne hayaller kurdu?.. Hepimizin yanında koca bir ansiklopedi var ya da vardı. Annesini tanımak kısmet olmayanların da hayallerinde… Dünya kız çocukları günü kutlanırken, elbette asıl konu ayrımcılık ve kadının önce çocuk […]
Türkçe yazıldığı gibi okunmaz! Böyle demişti Kıvanç Nalça, Belçika’da sinema dersine başlarken… Sinemada İstanbul Türkçesi konuşulur.. Aslında sinemada gerçek hayat konuşulur. İnsan konuşur. İnsan hangi toprağın insanıysa onu konuşur. İstanbul Türkiye’de pek çok açıdan egemen yöre olduğu için, şivesi doğru Türkçe’ymiş gibi de bir algı yaratılır. Film çeviriyoruz diye “geleceğim” demeyiz, “gelicem” deriz. Bir veda […]
Yapım: AkrostişYorum / Oyuncu: Ülkü DursunGitar : Emre DurgutStüdyo / Miksaj : Kadir KankilicStilist / Makyaj : Gulcan KahramanKuaför : De HaardrachtSanat Yönetmeni : Gülcan KahramanGörüntü / Yönetmen : Yüksel Çilingir
Inga.. Bizdeki karşılığı bu. İngilizcede “waah” diye yazılıyor. Ama sadece sese kulak verdiğimizde aynı şeyi söylediğimizi gözlemliyoruz. Okunduğu gibi yazılmıyor gibi bir durum.. Ağlamanın içinde bolca stres hormonu adrenokortikotropikvar. Bedensel olarak acı çektiğimizde ya da duygusal sıkışmışlık yaşadığımızda beyne o sinyal gidiyor. Direnmemizi sağlıyor. Ancak ağlamak bir yandan da çare arayışı.. Zira gözyaşı, endorfin ve […]
Hiçlik… Tarif edilebilir mi? Nerededir? Durağan mıdır? Bir kader çizgimiz var aslında. Ana yol gibi.. Bir de yanlara giden yollar, ya da yanlardan gelen.. Bazen biz meraktan giriyoruz o yollara, bazen bir şeyler bizi çekiyor. Ondan sonrası karışık. Bazan de bişeyler gelip bize tosluyor. Bulunduğumuz yerde savruluyoruz, duraksıyoruz. Ana yol desek de… Hani yol sorunca […]
Sömürge ve yağmacılığın meşru sayıldığı zamanlarda, işgalciler gittikleri yerlerde herşeyi kendi hakları gördüler. Doğal kaynaklar, işlenmiş ürünler… Ve de en kötüsü insanlar… Çaldılar, sattılar… Nice insanın kabusu oldular, yaşamlarını ellerinden aldılar. Bazıları buraları ülkelerinin uzantısı olarak gördüğü için, ya da bir araştırma anlamı katmak adına, getirdikleri ganimetin arasına insanları da katarak sergilediler. Üstelik çok uzak […]
Nasıl da takılıyoruz bir şeylere!.. Ve de nasıl ısrar ediyoruz!.. “Zamanında olmuş olanlar olabilir. Kalp kırılıp yen içinde kalabilir.” diyor Deniz Seki. Onca şeyi yaşadıktan sonra elbette.. Aslında hep bir tutunulacak dal arayışı bizimki. Habire anlatmaya çalışıyoruz. Bazen kendi doğrumuzu, bazen birilerinin.. Halbuki inanıyorsan yaşa.. O değerler ne kadar bizim özgür irademizden geliyor onu da […]