Bir ilişki nasıl başlar, nasıl biter?..
Aslında tutunacak bir dal arayışıdır. Ya da aşılama, belki mayalanma.. Peki ya tutmazsa?..
Öyle ya, hep bir noktadan tutunuveririz boşlukta gezinirken. Bazen hikayesidir tanıdığımız insanın, bazen bizde olmayan birşeyler.. Kendine çeker…
Hep iki parça olarak devam ederiz aslında, tek parça olmanın hayaliyle..
Sonra başlar ittirmeler, çekilmeler.. Ama cesaret işidir yüzleşmek. Sorumluluk ister ayrılmak. Ve bekleriz ki diğeri bırakıp giden olsun.
Aldatırız mesela.. Aslında bilinen ilişki bittiğindendir yenisinin başlaması.. Ya da yetmez gelmiştir… Sonra yük… Ama söylemek cesaret ister. Giz’leniriz.. Giz olmayı biz olmaya yeğleriz…
Halbuki biz’in içindedir ayrılık da.. İçimizdedir ya, bize yüklemek sorumluluk ister elbette. Zira yarısı kendimiz…
Derken gider birisi.. Aslında gitmemiştir, perde arkasında gidenin peşine takılmıyordur sadece..
Sonra şiirler, şarkılar…
Murathan Mungan o yüzden demiş:
Kimdi giden kimdi kalan
Giden mi suçludur herzaman?
Ne zaman başlar ayrılıklar
Dostluklar biter ne zaman
Her geçen gün bir parça daha
Aldı götürdü bizden
Aynı kalmıyordu hiçbir şey
Değişiyordu herşey
kendiliğinden
Artık çözülmüştü ellerimiz
Artık bölünmüştü yüreğimiz
Birimiz söylemeliydi bunu
Ötekini incitmeden
Kimdi giden kimdi kalan
Aslında giden değil
Kalandır terkeden
Giden de
bu yüzden gitmiştir zaten
Aylin Aslım da muhteşem yorumlamış:
Sevgiyle kalın.